“O mü’minlere ind’allah ecr-i azîm var ki: Birtakım kimseler kendilerine “Düşmanlarınız
sizin için kuvvetlerini topladılar; onlardan korkmalısınız” dedikleri zaman, bu
haber îmanlarını artırır da: “Allah’ın nusreti bize kâfidir; O ne güzel muhâfızdır!”
derler.” (Kur’an, Âl-i İmrân, 173)
Şehâmet dîni, gayret dîni, ancak Müslümanlıktır;
Hakîkî Müslümanlık en büyük bir kahramanlıktır.
Cebânet , meskenet, dünyâda, sığmaz rûh-i İslâm’a...
Kitâbullâh’ı işhâd eyledim -gördün ya- da’vâma.
Görürsün, hissedersin varsa vicdânınla îmânın:
Ne müdhiş bir hamâset çarpıyor göğsünde Kur’ân’ın
O vicdan nerdedir, lâkin? O îman kimde var? Heyhât!
Ne olmuş, ben de bilmem, pek karanlık şimdi hissiyyât!
O îmandan velev pek az nasîb olsaydı millette,
Şu üç yüz elli milyon halkı görmezdin bu zillette!
O îman ittihâd isterdi bizden, vahdet isterdi...
Nasıl “bünyân-ı mersûs ” olmamız lâzımsa gösterdi.
Peki! Bizler ne yaptık? Kol kol olduk, târumâr olduk...
Nihâyet bir denî sadmeyle düştük, hâk-sâr olduk!
O îman kuvvet ihzârıyla emretmişti... Lâkin, biz
“Tevekkelnâ” deyip yattık da kaldık böyle en âciz!
O îman, farz-ı kat’îdir diyor tahsîli irfânın...
Ne câhil kavmiyiz biz müslümanlar, şimdi dünyânın!
O îman hüsn-i hulkun en büyük hâmisi olmuşken...
Nemiz vardır fezâilden, nemiz eksik rezâilden?
Demek: İslâm’ın ancak nâmı kalmış müslümanlarda;
Bu yüzdenmiş, demek, hüsrân-ı millî son zamanlarda.
Eğer çiğnenmemek isterseler seylâb-ı eyyâma;
Rücû’ etsinler artık müslümanlar Sadr-ı İslâm’a.
O devrin yâd-ı nûrânûru bî-pâyan şehâmettir;
Mefâhir onların târîhidir; ümmet o ümmettir.
Ki bir yandan celâdetler saçıp dünyâyı titretmiş;
Öbür yandan da insanlık nedir dünyâya öğretmiş.
Değilmiş böyle mahkûmiyyetin timsâl-i pâmâli!
Şevâhikten tenezzül eylemezmiş arş-ı iclâli.
“Tevekkül” vasfı ancak onların hakkında ma’nîdâr:
Ki etmiş hepsi dünyâlar kadar âlâmı istihkâr.
Çekinmezmiş şedâid yağsa, aslâ, iktihâmından;
Zeminlerden ölüm fışkırsa dönmezmiş merâmından.
“Hakîkî Müslümanlık en büyük bir kahramanlıktır”
Demiştim... İşte da’vam onların hakkında sâdıktır .
4 Eylül 1330
(17 Eylül 1914)